Kışın Kalbinde Bahara Açılan 180 Kilometre
Rota

Kışın Kalbinde Bahara Açılan 180 Kilometre

Kış günleri kısadır; güneş yüzünü az gösterir, hava erkenden kararır. Hele ki Eskişehir’deyseniz, kışın o gri, puslu ve iliklerinize işleyen soğuğu bazen ruhunuzu da dondurur. Geçtiğimiz Pazar, işte tam da böyle bir sabahta, "kışla inatlaşmak" için pedallara asıldık. Hedefimiz belliydi: Eskişehir’in soğuğundan kaçıp, en kısa yoldan denize ulaşmak.

Rota: 180 kilometre. İstikamet: Gemlik.

Bölge Değiştirmek: Pusun Ardındaki Umut

Pedal çevirmeye başladığımızda Eskişehir, üzerine çöken o klasik puslu ve yağmurlu havasıyla bizi uğurladı. Ancak biz arkamızda sadece bir şehri değil, koca bir coğrafi bölgeyi; İç Anadolu’yu bırakıyorduk. Tekerler döndükçe iklim değişiyor, hava yumuşuyordu.

Yağmur ise ensemizdeydi, sanki görünmez bir rakip, kadansımızı düşürdüğümüz anda yetişecekmiş gibi.Yenişehir’in geniş düzlüklerine indiğimizde Marmara Bölgesi "Hoş geldiniz" dedi. Hava ısınmış, o dondurucu soğuk yerini tatlı bir serinliğe bırakmıştı.

Zorluklar ve Kaçış

Her uzun sürüşün kaçınılmaz cilvesi olan lastik patlakları bizi yavaşlatsa da motivasyonumuzu düşüremedi. Yağmur bulutları arkamızda toplanıyor, zaman zaman atıştırarak bizi tehdit ediyordu ama pedalları bırakmadık. Islanmadan, yağmurun o soğuk nefesinden kaçmayı başardık. Bu, sadece bir sürüş değil, adeta doğayla oynanan bir köşe kapmaca oyunuydu.

Sölöz’de Erken Gelen Bahar

Bayır Köyü'nü aşıp İznik Gölü manzaraya dahil olduğunda, günün en büyük ödülüyle karşılaştık. Kışın ortasında olmamıza rağmen doğa, yeşilin en canlı tonlarıyla bize gülümsüyordu.

Özellikle Sölöz tarafı... Zeytin ağaçlarının diplerini bezeyen otlar o kadar canlı bir yeşile sahipti ki, gözlerimiz bayram etti. Ilık hava yüzümüze vurdukça kendimizi Aralık ayında değil, Nisan’ın ortasında hissettik. Bu rota bize kışın kalbinde ilkbaharı yaşattı.

Gün Batımında Deniz

İznik Gölü’nü sağımıza alıp batıya, güneşe doğru ilerledikçe renkler daha da canlandı. Göl sessiz bir rehber, yeşil ise yoldaşımızdı.

Gemlik’e vardığımızda gökyüzü kızıla, turuncuya, mora çalan büyülü bir tablo gibiydi. Denizin kokusu ciğerlerimize dolduğu anda 180 kilometrelik yorgunluğun ağırlığı yok olup gitti. Eskişehir’in gri pusundan çıkıp Gemlik’te günbatımının  renk cümbüşüne kavuşmak, bir bisikletçinin yaşayabileceği en saf ve en hak edilmiş tatminlerden biriydi.

Bazen baharı beklemek gerekmez; pedallara asılıp onu bulmaya gitmek yeterlidir.

Yorum yapabilirsiniz

E-Posta adresiniz yayınlanmayacak, Doldurulması zorunlu alanlar*.

Merhaba, Ben Özlem Sakarya

Bisiklet sporcusu ve Türkiye Bisiklet Federasyonu Eskişehir İl Temsilcisiyim. Doğaya ve spora olan tutkumla önce dağcılık sporuna sonrasında bisiklet sporuna başladım. 2017 yılından itibaren yol bisikleti disiplininde birçok yarışa katılıp, katıldığı yarışlarda dereceler aldım.

Kategoriler

En yeni blog yazılarımı e-posta olarak alın!

Kaydolun ve yeni gönderiler hakkında ilk bildirimi alan siz olun.